Bir türlü isim bulamadım blog için . Ben de dadaistler gibi yaptım ; açtım Doğan Hasol'un sözlüğünü , rastgele bir kelime seçtim: "Dış kuvvetler etkisi altında,yük taşıma kapasitesinde azalma olmadan, yaptığı büyük şekil değişikliği esnasında , kırılacağını veya kopacağını önceden belli eden cisimler." demekmiş efendim DÜKTİL CİSİM. Şu an bana ne kadar yakın birşey olduğunu farkedince duraksadım. Bir saat öncesine kadar bilmiyordum ama şu an artık alenen farkındayım ki ben bir düktil cisimim. Bir DÜKTİL olarak kırılıp kopacağımı belli etmiş olmama rağmen halen yükleniyorum da yükleniyorum.!! Nasıl duracak bu ? Yok herhalde bir yolu. Bir insan eğilmeye,bükülmeye nasıl ve niçin adapte olur? Bilmiyorum ama oluyoruz işte . Daha az çatışmak için galiba. Bir taraftan da kırıldığımızı,kopacağımızı da bas bas bağırıyoruz. En çok da sevdiklerimiz görsün diye. Yalnız olmadığımızı hissetmek için. Birileri görürse ne ala, gören çıkmazsa da ne gam! Yaşamaya devam...
5 Ekim 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)