8 Aralık 2014 Pazartesi
13 Ekim 2014 Pazartesi
12 Nisan 2014 Cumartesi
Kardelen
Ankara yolu tarafıydı ama tam neresiydi hatırlamıyorum. ( Hiç de ezberleyemedim şu ilçe adlarını. Orhaneli yolunda kestel tarafında deyince neresi oluyor bilmiyorum hala.) O taraflarda bir şelale yakınına götürdün bizi. Dedem ,sen,annem , ablam ve nenem doluştuk arabaya gittik. Amaç "Kardelen Toplamak". O geniş park yerinin yakınında,ağaçların arasına dağıldık ve yüzlercesini bulduk.İlk kez görmüştüm. O kadar etkiliydiler ki zor kıydık bir kaçını koparmaya. Hala terasta açıyor bildiğim kadarıyla bir kaçı. Sayende "Kardelen" de görmüş oldum. Hala yer yer kar vardı. Piknik de yapmıştık. Arabanın yanında ekmek arası kuru köfte. Güzel gündü. Keşke gidebilseydik bir daha. Hiç bir şey için zaman yok değil mi?Sizi çok özledim baba...
1 Nisan 2014 Salı
1 Nisan
Bugün , kesin telefon etmiştin ve "Ben kapıdayım ,geldim. Hadi aç ." demiştin. Mecidiyeköy'de otururken yemiştim valla :)1 Nisan sensiz eğlenceli olmuyor baba. Bundan sonrakiler de eskisi gibi eğlenceli olmayacak belli. Dedemle orada kendinize iyi bakın, o çok üşür biliyorsun...
13 Şubat 2014 Perşembe
Doğanköy Bamya Macerası
Doğanköy'de o tarlayı kiraladığınızda ne sevinmiştik. Değişikli olacaktı bizim için. Nereden bilirdik bamya denen nimetin iki günde bir toplanmsı gerektiğini, yoksa çöpe atılacak kadar büyüdüğünü? Bamyanın nasıl ele battığını , eldivenlerin bantlasak bile nasıl işe yaramadığını ? Yaz aylarında gündüz sıcağında tarlada bulunulamayacağından ya sabahın köründe gittik, ya da güneş batmadan. "Karıkları" bir indik bir çıktık. Ne kadar çok şikayet etmişiz. Bizim yüzümüzden bazen gitmemiz gereken günde gitmeyip çöpe attık bamyaları. Bazen de uyuyalım diye bizi bırakıp kendiniz gittiniz.En ucuna dedemle küçük bir bostan kurmuştunuz. Gerçi sonunda toprağın ne kadar verimsiz olduğunu farketmiştiniz, bostandaki en büyük karpuz bile el kadardı. Ama sonradan fark ettim ki iyi ki de yapmışsınız. Tüm aile olarak yaptığımız ender aktivitelerden biriydi herhalde. Bir arabaya doluşup sen,annem ,dedem,nenem,ablam ( bazen Ceylen bile enişte bunu nassı yapıyon sorularıyla:)) oraya kadar gidip güle oynaya eğlenmişiz. Sonunda bostanı bozduğumuzda da kesmeye uğraşmadan yerde kırarak karpuz yemiştik:) Şimdi bamya daha bir kıymetli benim için...
25 Ocak 2014 Cumartesi
Mavi CASIO atari
Hangi yılbaşıydı hatırlayamadım bir türlü. Ama ya 86 ya da 87 'dir. Bir küçük pakette mavi bir atari getirdin .Ne kadar ulaşılmaz bir şeyi ulaşılır yapmışsın şimdi düşününce. Hala,o paketten çıkanı gördüğümdeki sevincimi hissedebiliyorum. Aldığım en güzel hediyelerden biridir belki de en güzeli. O zaman sağ ve solda birer düğmeli atariler vardı bir sağa gidiyordun bir sola. Bu öyle değildi, 5 düğmeliydi. ( turuncu düğmeli) Kahramanımız bir tavşandı ve yukarıdan gelen kargalardan yerdeki havuçları korumaya çalışıyordu. 3 tane kargayı kaçırdın mı yanıyordun. Ama her bölüm biraz daha hızlanıyordu ve 1/4ündesağ taraftaki kulübe de bir yavru tavşan çıkıyordu ve göle gitmeye çalışıyordu. Sende yavru suya düşmesin diye bir tarftan kargaları kovalarken bir taraftan yavruyu kulübeye sokuyordun Ayrıca Kargalara sopa ile vuruyordun- ki düğmesi ayrıydı- ölsünler. Sıradan atarilerle kıyaslayınca bilgisayar oyunu gibi kalıyordu. Mahallede ne oynadık. ,Kadranı 99999 bitiyordu. 100000 yapınca ne olacak diye hepimiz çok meraklanmıştık. Doğal olarak hiç bir şey olmadı aynı şekilde devam etti:) Beni ne
mutlu etmiştin...
mutlu etmiştin...
İlkokul 4.sınıf Mesken'den dönerken...
4. sınıfta Heykel'deki okul Mesken'e taşınmıştı. Özel bir günün programıydı. 23 Nisan diye kalmış aklımda. Törene götürmüştün beni. Şiir okumuştuk Leyla, Utku , Murat, ben... Dönüşte Leyla kendi arabalarında babasına bizi geçmek için gaz veriyordu, ben de sana. Uzun süre yarışmıştık :) Galiba sonra onlara bıraktık önceliği ama onlar da biz de çok eğlenmiştik.:):):):):)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)